Yaz aylarına sayılı günler kala havalar artık ısınmaya başlarken, otomotiv sektörü de tarihinin en sıcak gündemlerinden birini yaşıyor. Öyle ki, tüm sektör 7 Temmuz tarihine kilitlenmiş durumda. Avrupa Birliği’nin yeni otomobillerde zorunlu hale getirdiği ‘Genel Güvenlik Yönetmeliği (GSR), Türkiye’de 7 Temmuz’da yürürlüğe girecek. Bu tarihten sonra, markaların ellerindeki GSR kapsamına girmeyen araçlar satılamayacak. GSR özellikleri taşıyan araçlar ise daha pahalı fiyattan satılacak. Çünkü günümüzde birçok otomobilde opsiyon olarak alınabilen teknolojiler 7 Temmuz’dan sonra standart hale gelecek. Kısaca GSR olarak tanımlanan Genel Güvenlik Yönetmeliği’ne bakmak gerekirse, aslında bu yönetmelik Avrupa Birliği’nde 2019 yılında kabul edilmişti. REKLAM 2022’den itibaren aşamalı olarak uygulamaya konulan söz konusu yönetmelik ile, karayollarında trafik güvenliğinin artırılması hedefleniyor. Regülasyon kapsamında otonom sürüş sistemlerine geçişin de hızlandırılması planlanıyor. Bu yönetmelik kapsamında otomobillerde bulunması gereken standart güvenlik özellikleri ise şu şekilde özetlenebilir; – Acil Durum Fren Sistemi (AEB) – Şerit Takip Sistemi (LDWS) – Geri Vites Kamera Sistemi – Kör Nokta Uyarı Sistemi (BLIS) – Yorgunluk ve Dikkat Uyarı Sistemi (DDAW) – Akıllı Hız Yardımcısı (ISA) – Alkol Kilit Sistemi (AIS). Avrupa’da 7 Temmuz’da yürürlüğe girecek bu yönetmelik, aynı tarihte Türkiye’de de yürürlüğe girecek. Fakat, bugüne kadar Türkiye’de Avrupa Birliği’ndeki regülasyonlara geçişte 1 yıl süre tanınırken, GSR’da ise bu süre tanınmadı. Nisan ayı sonunda yapılan açıklamaya göre, 7 Temmuz tarihinin Türkiye için de geçerli olacak. Peki 7 Temmuz’dan sonra ne olacak? İşte tüm sektörün dikkat kesildiği bu tarih eğer ertelenmez ise, GSR yeterliliklerini sağlamayan otomobillerin satışına 7 Temmuz’dan sonra izin verilmeyecek. REKLAM Markaların ellerinde kalan GSR özellikleri taşımayan otomobiller ise, ancak her markanın bir önceki yıl yaptığı toplam satışın yüzde 10’unu geçmeyecek adette satılabilecek. Sektör yetkilileri, 7 Temmuz’a hazırlıksız yakalanan markaların ellerinde yaklaşık 50 binden fazla GSR kapsamına girmeyen stok bulunduğunu belirtiyor. Hatta, tek bir markanın elinde 5 binden fazla aracın GSR özellikleri taşımadığı kaydediliyor. ‘ZARARINA KAMPANYALAR YAPILIYOR’ Konuya ilişkin geçtiğimiz günlerde konuştuğumuz Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) Başkanı Ali Haydar Bozkurt, otomobil markalarının ellerindeki GSR kapsamına girmeyen stokları eritmek için kampanyalara ağırlık verdiğini belirtti. Bozkurt, “Nisan ayı sonunda açıklanan güvenlik normları gereği, 7 Temmuz’a kadar markaların araçları faturalandırması lazım. Bu durum, 12 ay boyunca satışı yapılabilecek bir otomobilin 2 ay içinde satılması zorunluluğunu doğurdu. Otomobil markaları 7 Temmuz’a kadar ellerinde kalan araçları satabilmek adına zararına bile kampanya yapıyorlar” dedi. GSR’nin yürürlüğe gireceği tarihin ertelenmesi için yetkililer ile görüşmeler yaptıklarını da kaydeden Bozkurt, “7 Temmuz tarihinin ertelenmesi için yetkililer ile görüşüyoruz, fakat takvim de bir yandan işliyor. Bu süreç tamamlanınca pazardaki satışların düşeceğini düşünüyorum. Enflasyonu düşürme önlemleri, pazarın daraltacaktır” ifadelerini kullandı. ARAÇ FİYATLARINI YÜKSELTECEK GSR, üreticiler için otomobillerin maliyetlerini artırırken, tüketiciler için de daha yüksek fiyattan otomobil satın almak anlamına geliyor. Sektör yetkilileri, yukarıdaki satırlarda özet şeklinde sıraladığımız güvenlik özelliklerinin üreticilere maliyetinin yaklaşık 1000 Euro’ya kadar çıkabildiğini ifade ediyor. Donanım özelliği olarak sayılan bu güvenlik teknolojileri Türkiye’de ÖTV kapsamına girdiğinden, tüketicinin karşısına aynı otomobilde yaklaşık 1800 Euro kadar daha yüksek fiyat etiketi çıkacak gibi görünüyor. Yani güncel kur ile hesapladığımızda, bir otomobilin GSR’li versiyonu bu özellikleri taşımayan versiyonuna göre 60 bin TL kadar daha pahalı olacak. Bir başka deyişle, otomobillerde sunulacak standart güvenlik özelliklerinin bedeli 60 bin TL’den daha fazla olacak. Araç segmenti yükseldikçe bu tutarın 100 bin TL’ye kadar çıkması da beklenebilir. Bu noktada, farklı markalarda ve modellerde bu tutarın daha yüksek yada daha düşük şekilde yansıyabileceğini de belirtmek gerek. ‘KİRALANDIKTAN SONRA SATILABİLİRLER’ Konunun bir de ikinci el boyutu bulunuyor. İstanbul Motorlu Araç Satıcıları Derneği (İMAS) Başkanı Hayrettin Ertemel, Avrupa Birliği’nin Genel Güvenlik Yönetmeliği’ni (GSR) kendilerinin de takip ettiklerini söyledi. Bayiler ve distribütörlerin ellerinde olan bu araçları bir an önce eritip bu riskten kurtulmak istediklerini belirten Ertemel, “Bununla alakalı çeşitli kampanyalar düzenliyorlar. Eğer o tarihe kadar bu araçları satamayıp ellerinde de kalırsa onları belki kendilerine faturalayıp kiralama yöntemiyle belki daha sonra 6 ay-6 bin kilometre şartı oluştuktan sonra kendileri satabilirler diye düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.